tours cappadocia ve allah bilgileri11

tours cappadocia ve allah bilgileri11

 evet arkadaslar sizlere bugünde tours cappadocia diyorki kaderiyye me/hehinden olanların İslâm'dan na sibleri \okliir" buyurması Rafizilere ımıvrik demesi, Kadcrıyyc Rafizilerin üzerine lânei etmesi ve yine boyleee, harici ve hevâ vc hevc sahiplerinden başkalarına lânel etmesi, bunların zahiri ile bid’al ehlin lekfir edenler delil iletirdiler, l ekfiı etmeyen diğer bilginler bunlarındc lillerinc şöyle cevap veriyorlar:

Bu hadîslerde varid olan lâfızlar gibi kâfir olmayanlar hakkında işir büyüklük ve önemini, günahının ağır olduğunu beyan etmek maksadiy la\arid olmuşlııı Saıahaten kufur olmadığı, kulıır olduğu, şirk olma dığı halde (gizli) şirk olması gibi, meselâ acık şirk olmayıp gizli şirk olduğı husus, riya hakkmdaki hadîsle varid olmuştur.
Ana-babaya asi olmak, yalan şehadetlc bulunmak, masiyeı olmayan hakkında varid olan hadîs-i şerifler gibi. İki hale ihtimali olduğuzanıar bunlardan birine kesinlik ifade etmez. Ancak kesin delille birine kesin lik ifade eder.
Peygamber fsallallaluı aleyhi vc sclleın) Haricîler hakkında: —Onlar mahlııkâlm en şerli olanlarıdır (732). buyurmuştıır Bunlar kâfii lerm sılatıdıı.
Yine Peygamber fsallallahu aleyhi ve sellenı} Haricîler hakkındabuj vuruyor:
—Onlar gok kubbesi altında kolu bir kabiledir. (Bir rivayette ise, koj İÜ ölülerdir, diye varid olmuştur). Onları öldürene ne mutlu (732a).
M Cihetine eidenleı bu hadîslerle ıhıicac edei OnUırı tek lir etmeyenler y>yle derler eesaplarııula; Onların ölümle ce/alandırıhnası, Muslıınıan-ların aleyhine kıyanı etmeleri \e ımrınmlere /ulmetmelermdendır. Bu delil hadis-ı yenlin hı//al keıuhsinden almınıştır ((,unktı Peygamber lıtU‘\hı\sclûını
—Onlar Mıislumunlun olıltınırler (7^4),
Buraılakı onlaıın olduı uhnesi, kısas ıcındıı ^ oksa kuluı iyin değil. \d’m /ıkIethlmesı oluıııe ben/etilnıek \e olıluıulınesınm helâl olduğu lyindir. ’l’oksa maktul iyin leybih edilmemıytır İler ölüm ile mahkûm olan kimse kuluı ile mahkûm olma/.
Buna baykası ILıhü h. Vclul (nuliyulluhu ıtnh)\n hadîs-i yenile \arid olan so/u ile nuıkiihelede bulunur llahd:
—\a Kesûlallalı! Müsaade hıiMirıın da hoşıııııuı şurayım, dedi. Kesûlullah (\al/aUuhn ulcvfıı ir scUcmt buyurdu:
-Belki nama/ kılıyor (o mu'mın’dır) (7.V‘î).
L.ğcr Peygamber fsullu/lahu alcvhı ır sclk'nO\\\\
“Onlar knr'ân okurlar lakul (onl.trın okudukları) hoga/larındun geynıe/” (7.^6).
Peygamber (u/ı-ylııssi'hhııj, imanın onların k.ılblerine girmediğini haber seııyoı \e sine Peygamber (uU'vlııs\clûnu\ı^
“Ok yaydan siıralle yıktığı gibi, onlar sııralle dinden yıkarlar. Sonra (»ular yaydan yıkan ok yerine gelinceye kadar dine doneme/ler. Ok öyle süratli geyti ki. karnındaki pislik se kana hile hnlaymadı’* (737) sö/u ile delil gelıreıek, bıınlaı halicinin Islam'l.ı dışkısı k.ılnuıdığma delâlet ediyor, dedıleı.
Bidat ehlini tekin et mey enler yoyle cesap serdiler:
Peygamber fah'\ lııs\ı‘lâınj\\\ “ Boğa/larııulan geyme/” so/ınuın mânası, onlar okudukl.ıı inin mânal.ıı mı kalbleı ıs le anlama/lar. (ioğusleı i gemyleme/. organlarıyla amel eımc/ler.
psselkiler bunlara Peygamber (uk‘yhissclûm)\\y-
Bicl’at ehlinin tekririne kail olanlar Ebu el-lhtdri (nıdıyallahu anh)\n bu hadîsteki sözü ile de delil getiriyorlar. Ehu Said (radıyallahu anh) der ki:
“Ben Peygamber (sallallahıı aleyhi ve sellem)\n, bu ümmelte öyle bir kavın çıkar ki, onlar kıır'ân okurlar, l'akal okudukları boğazlanndan geçmez, bııyıırdıığıııııı iniltim’' (739).
Peygamber (aleyhisselâm) bu ümmetten demedi. Ebu Said (radıyal-lafın anhbn rivayet etmesi ve lâfzı iyi anlaması (da buna delâlet eder).
Tekfirleri cihetine gitmeyenler şöyle cevap verdiler bu delillerine;
“Fi” edatiylc tabir edilmesi onların Müslümanların dışında olmalarını sarahaten iktiza etmez. Uazı mânâsını ifade eden “min” lâfzı ve onların İslâm milletinden olması bunun hilâfınadır. Bununla beraber bu hadîste. Ebu Zer. AH b. Ebu Talib fradıyallahü anhüma) ve Ebu Üma-me (radıyallahu anh) ve başkalarından:
“Benim ümmetimden çıkar ve benim ümmetimden olur” (740) diye rivayet edilmiştir.
“Huruf cl-Maanî” denilen harfler mânâlarında müşterektirler. (Biri diğerinin yerine kullanılır. Me.selâ “min” lâfzı, “fi” lâfzının yerine kullanılır. aksi de olur). Onların “fi” lâfzı ile ümmetten çıkarılmasına ve “min" lâfzı ılc de ümmete sokulmasına hiçbir dayanak yoktur. Lâkin Ebu Said (radıyallahu anh) onları ümmetten çıkarılması hususuna ‘Tt’’lâfzı ile işaret etmek isteğinde bulunması hususunda güzel bir i.sabette bulunmuştur. Bu .sahabenin geniş anlayışına, mânâları derinliğine tahkik ettiklerine, lâfızlardan mânâları çıkarmasına muktedir olduklarına, mânâlarını zabtctiiklerinc ve rivayette çok dikkat edip korunduklarına delâlet eder.
Ehl-i sünnet ve başkaları için bilinen bu mezhebler (Mutezile, Şia gibi) den birbirine uymaz ve ele alınmayacak kadar zayıf olan birçok sözler vardır. O sözlerden hafif ve zayıf olmaya en yakın olanı, (Mutezile bilginlerinden) Cehm b. Safvan ve (Haricîlerden) Mııhammedb. ^ebib'm şu sözleridir:
Allah’a küfretmek, Allah’ı bilmemektir. Bunun gayri ile kimse kâfir' olmaz. (Bunlara göre materyalistlerden başka kâfir olan yoktur). (Mulezile’den) Ebu el-Hiizeyl de şöyle der:
(7.»9) lıtluııı liııliıiıi. Sahih (<0. Kilabu‘l-1 ııbiya; 6. Itabıı Kavlillahi ıc5lâ; “Ve İl,i ÂdınEha dıım Huda” da Ehu Saıdı'l-lhıdri(r.a.) dan. İmam Müslim. Sahih. 12 Kııabü'/ Zckâı,47, Babı /ikri’l-Havarit'de yme aynı râvîdcıı lahrn, cımişıir, İmam Ehu Davud, Sünen. Kiiabü’vSunnc Hab(ın fi Kılali'l-Havarie’dc yine Ehu Sauli'l Hudrî{t.ü ) dan lahrn; clmişiir. İmam TınnrJ.Sa nen. Hbvabu’l-Fılcıı. llablln fi Sılali’l-Marika'da 2IR9 No. i\c l/m AfwW(r.a.)da vcEftı/Saıdı/ Hudrî {f .a.) dan lahrıy ciniiylır. hm Mûcc, Sünen. Mukaddime, Uab 12, Hadis No: 159.
(740) MUslim, 12. Kıiabirz-Zckâl, 48. Habu'l-Tahrid âlâ kaili'l-Havaric'dc 154(1066), 155(..l 156 (...) No. lu hadîslere bakılabilir.
SÖZLERDEN KÜFÜR OLANLAR.
Şüphesi?,, her tc'vil edenin le'vih Allah’ı yaraitığı mahlûka tours cappadocia bcıuel-mesi. liilinin kullarına zulüm ve Allah’ın verdiği haberi yalanlamadır. Bunun içindir ki, o kimse kâfirdir. Her kim ki, bir şeyin kadim olduğunu söylerse, o şeye Allah denmezse, o kimse kâlirdir.
Kelâmcılardan bazıları der ki; Tc’vil eden, eğer (kitap ve hadîsten) azını bilen kimse olup da, onun üzerine te’vilini yaparsa ve tc’vili de Allah’ın sıfatlarından olan hususla ise, o kimse kâfirdir. Eğer te’vili bu babdan yani küfrü mucip husustan olmazsa, o zaman fasıktır. Ancak kitap ve sünnetten aslı bilmeyip (tc’vilini bir esas üzere yerleştirmeyen) kimse olursa, o kimse hata işlemiş olur, kâfir olmaz.
Ubeydııllah b. Haşan el-Anberiy, muctehidlcrin usûl-ü dinde te’vile kabil olan hususların te’vil etmekteki sözlerini (tc’vil edenler chl-i bid’-atten olsa bile) tasvib ediyor. Anberî ancak, batıl olmayan İslâm fırkasından bir grubun sözünü kabul etmedi. Çünkü ondan başkası, din esaslarında hak birdir, bunda hala eden günahkârdır, asî ve fasıktır, dediler ve bu sözlerinde ittifak ettiler. İhtilâf tc’vil edenin tekfir edilmesi hakkındadır. Kadı Ebu Bekr el-Bakillânî, Ubeydullah'\n sözünün aynını Davud cl-İsbihânî’den rivayet etmiştir. Bakillânî der ki; Bir grub insanlar Davud ile el-Anberrn\x\, Müslümanlardan ve Müslüman olmayanlardan hakkı talep etmek için güç ve takatlerini harcadığını, Allah’ın bildiği herkesi din esaslarındaki içtihadlarından tasvib ettiklerini rivayet etmişlerdir.
(Mutezile âlimlerinden) Cahız ve Sumamc bu sözün benzerini ifade ederek derler ki: Avamdan, kadınlardan, akılsız aptallardan, Yahudi ve Hıristiyan mukallidlcrinden ve başkalarından birçok kimseler aleyhlerinde Allah için bir hüccet yoktur. Çunku onlarda kendisiyle islidlâl edilmesi mümkün olan bir tabiat yoktur. İmam Gazâlî, Et-Tcfrika kitabında bu mesleğe yakın olan bir görüşe meyletti. Bunu söyleyenin (Ca-hızveSümame gibi) hepsi kâfirdir. Çünkü Hıristiyan ve Yahudilerden, İslâm dininden aynlanlardan birini tekfir etmeyenler veya onları tekfir etmekte sükût edenler veyahut şüphe edenlerin hepsi kâfir olduğuna dair iema vardır.
tours cappadocia yazdı vbe sundu..

No hay comentarios:

Publicar un comentario