tours cappadocia ve allah bilgileri66

tours cappadocia ve allah bilgileri66

 evet arkadaslar sizlere en güzel bilgileri sunan tours cappadocia diyorki Biz her ne kadar onun öldürülmesi hakkında kâfir oldu diye hüküm verip bunu isbai ediyorsak da. onun kâfir olduğuna kesinlikle karar ve-remiyoruz. Çünkü o, Allah’ın birliğini, Resûlullah’m pcygamberlı|im ikrar ediyor ve kendisine isnad edilen hususu inkâr ediyor. Yahut Pey. gamber (aleyhisselâm)a sövmesi, kendisinden hala ile günah olarak vi ki olmuştur. Bundan pişmanlık duyup tevbe etmiştir. Küfür hükümlerinden bir kısmının Müslümanlardan bazı şahıslarda isbatedilmesi mümkündür. Her ne kadar küfrü icap ettirecek hususların tümü kendisinde bulunmasa da. Tıpkı namaz kılmayanın öldürülmesi gibi

İKİNCİSİ: Yani. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)t sövmenin günah olmadığına inanarak sövdüğü bilinen kimseye gelince, bu inancından dolayı onun kâfir olduğuna hiç şüphe yoktur. Eğer Peygamber (aleyhisselâm)ü içinden söverse, (günah olup olmadığını nazarı itibarc almadan söverse) Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)] inkâr etmij ve onu yalanlamış gibi küfretmiş olur. Bu hususta anlaşılamayanHk-bir şey olmadığından o kimse her ne kadar tevbe ederse de, derhal öldürülür. Çünkü bizonun tevbesini kabul etmeyip, tevbe etmesinden sonn söylediği küfrü icap ettiren sözü ve tevbe etmeden önceki küfründen ötürü, onu derhal öldürürüz. Bundan sonra işi Allah’a kalmıştır. (Ahiretlt ilgili hususların hükmünü Allah verir). Çünkü iç âlemini bilen Allah sözünden pişman olup rucu ettiğinin gerçekliğine mutialidir.
Tevbe etmeyen ve kendi aleyhinde iddia edilen hususu itiraf edenvr ona İsrar eden kimsenin hükmü de böyledir. O kimse söylediği sözden ve Peygamber faleyhisselâm) ve Allahü Teâlâ hakkında haram olan şeyleri helâl itikad etliği için kâfirdir. Kâfir olarak öldürülür. Bu hususta âlimler arasında bir ihtilaf yoktur.
Bilginlerin .sözlerini bu tafsilat üzere alıp değerlendir. Bu tafsilat üzerine delil olarak getirilen sözlerini terk et. Bu konudaki ihtilaflarını miras ve başka hususlarda tatbik el ki, sana onların maksadları ayan olur in-ı şallah.
(Velid b.Müslim’in rivayetine göre) biz Peygamber (aleyhİ5selâmfiiO-\ ven kimsenin tövbesinin sahih olması görüşünü savunduğumuz zaman, bundaki ihtilâf müriedin icvbcsi hakkında varid olan ihtilâfa göre\âh| olmuştur. Çünkü (İmam Malik (rahimehullah) nezdindc) bunlarınara-ı sında hiçbir fark yoktur. Selef bilginleri, mürtede tevbe etmesini leklil edilmesinin vacip olması, nasıl teklif edileceği ve müddeti hakkındaih-lilaf etmişlerdir.
Bilginlerin ekserisiyle mürtede tevbe etmesi teklif edilmesinin gerd tiği görüşüne sahiptirler. Ibn Kussar, bilginlerin çoğunluğunun bu rüşe, sahabeden icma olarak vâki olmuştur. Çünkii onlar Hz. Öfflf (racUyallahu anh)m, "mürtede tevbe teklif edilir" sözünü tasvip etini
icrdir. Sahabelerden hiçbiri bmuı reddetmemiştir. Bu, Hz. Osman, Ali ve Ihn Mesnd (radıyaUahu anhiımfun sözüdür. Ata b.Ebu Reyab, Nehaî, Sevrî, Mâlik ve ashabı, Evzaî, Şafiî, Ahmed, İshak Hanefi (rahtmehü-muUahıi aleyhi ecmain) fakihlerinin sözüdür.
Tavus. Ubeyd b.Umeyr Haşan Basrî (rahimehümullahu) —iki rivayetinin birinde— tevbe teklif edilmez dediler. Aynı sözü Muaz (radıyal-lahu anh}'d2LX\ rivayet ederek Abdulaziz b.Ebu Seleme de söylemiştir. Salman ise Muaz’dan böyle bir görüşün rivayet edildiğini red etti. Ta-havı (ruhimehaUah} de (nuırtede tevbe teklif edilmesinin vacip olmadığını) Ebu Yusuf {rahimehallahj\an rivayet etmiştir. Bu söz zahirîlerin (Davud b.Muhammed ez-Zahirî ve ona tâbi olanlar) sözüdür. (Mürte-din tevbesinin kabul olunmayacağını veya ona tevbe teklif edilmesinin vacip olmadığını söyleyenler) diyorlar ki: Murtede tevbesi Allah indinde fayda verir. Fakat biz ölüm cezasını ondan kaldırmayız. Çünkü Peygamber (sallallaha aleyhi ve sellem) buyuruyor ki;
—Kim dinini değiştirirse, onu öldürünüz (722).
(Tevbe etmezse, bunu umum mânâsına hamletmek sahih olmaz. Çünkü mürtedin tevbesinin kabul olunup öldürülmemesi hakkında icma-i Ümmet vardır. Bu söz ona muhalif düşer.
Yinc/4/ü’dan şöyle rivayet edilmiştir ki, Müslüman olarak doğan (yani doğuştan Müslüman olan) a tevbe etmesi teklif edilmez. Eğer Islâmiye-ti .sonradan kabul etmiş ise, kendisine tevbe etmesi için teklif edilir, tevbesi kabul olunur.
Bilginlerin çoğunluğu diyorlar ki: Bu hususta mürted erkek ile mür-icd kadın birdir (aralarında hiçbir fark gözetilmez).
Hz- AH (kerremallahu vecheha)ûcn, murted olan kadının öldürülmeyin cariye olarak istihdam edileceği rivayet edilir (723). Aiâ ve Katade de bu görüşü benimsemişlerdir. İbn Abbas (radıyallaha on/ı/dan da, kadınlar mürted olmaları sebebiyle öldürülmezler, dediği rivayet edilir, imam Ebu Hanife (rahimehullah) de aynı görüşü savunmuştur.
hnam Malik, irtidat etmek sebebiyle öldürülmekte, hür. köle, erkek ve kadın müsavidir der. Mürtedin tevbe etmesinin müddetine gelince, ek.scri bilginlerin bu husustaki görüşleri şudur:
H/. Ömer (nulıvallahu anh)\Ww rivayet eciilmiştir. Murteclc icvbccı mevl için uç gun tekli! edilir, llu müddet içinde dc liapsedilir. (Tevbe ederse ne âlâ. yok etıiKVsc öldürülür). U?. Ömer’den rivayet edilen.ekseri ulemanın Inı göruijimde ilıtılâl vardır, liu görüş İmam Şafii ^ru/ıı-mehııtlah)\\\, .Mımed ve Ishak frahiınehullalı)\n görüşleridir. İmam Malik frahimehııllah) bu görüşü benimseyerek beklemek, aneak hayır getirir, demiştir. Bu üç gun beklemede, bilginlerin çoğunluğu dediği vakit, uç gün beklemeyi kastediyor. Yine imam Malık diyor ki: Benim murted hakkında kabul edip benimsediğim H/. Ömer’in sö/udur ki. murted uç gun hapsedilir, her gun tevbe etmesi için kendisine teklifte bulunulur Tevbe ederse ne alâ. Utme/se olduıulur.
Ehu el-Hason h.d-Kassar da şöyle diyor: Murtedin üç gun bekletil mesi hakkında İmam Malik’ten iki rivayet \ ardır. Bu bekletme vaeıp midir, yoksa mustahab mıdır? (İmam Mahk’in çoğunlukla görüşü murtedin bekletilmesinin vacip olduğu yönündedir). Murtede tevbe elmcv için tekli! etmek ve bunun için uç gim Ireklemek Haneliler ne/dindemuv tehabtır.
Ehli Bekir (rudıyallahu an/ı)'öcu rivayet edilmiştir: O. bir kadına tevbe etmesini tekli! etti. Kadın lev be etmeyi kabul etmeyince, Ebu Bdırirû dıyal la hu anh) kadım öldürdü.
İmam Şafiî (tahmndudlah) ise, murtedin tevbe etmesi için, birken kendisine tekli! edilir. Kabul edip tevbe etme/se, hemen öldürülür.di yor. Müzeni de bu görüşü benimsemiştir, /lihrı (radıyalkıhu anhl 'v murted uç kere Islama davet edilir. Tğer İslâmî kabul etmekten kavınır| sa öldürülür diyor.
Hz. Ali (radıyallahu anh)'[\'\\\, mürtede iki ay müddetle tevbeetm teklif edilir, dediği rivayet edilir. Nahuî(rahimehuUah) ise, müriedctıJ yatı boyunca, kendisinden tevbe etmesi ümitli bulundukça ebediyyenier lif edilir diyor, Sevrî (rahimehuHah) de aynı görüşü benimsemiştir.
Ihn Kassar, İmam Azam Ehu Hunife (ralumehullalı)m, ımirlcdcliı gün ve her cuma olmak üzere üç gün ve uç cuma tevbe etmesi lekl edilir dediğini rivayet ediyor. Muhammed h. Mevaz’u) kitabında A sı/n h. Halid'den rivayet edilerek şöyle demliyor:
Murted olan kimse üç kere IsUam’a davet edilir. Eğer İslâmî kab etmekten kaçınırsa boynu vurulur. Kendisine tevbe etmesi tekliffd dıği müddet içinde olum, dövülmek veva aç. susu/ bırakılmaklatehd edilir rni, edilmez mi diye ihtilaf vuku bulmuştur. İmam Malik {rai vat la hu anh) der ki;
Murtedin tevbe etmesi için aç. süsüz bırakılması hakkında birşey| miyorurtı. Kendisine zarar vermeyecek yiyecekler verilir. Esbağ '\s(,ra ted kendisine tevbe etmesi teklif edildiği günlerde olıtmlc tehdided ve kendisine İslâmî kabul etmesi teklif edilir diyor. Ehu‘I-Haşanel-kit
F’üYC'ıAMlirK'i; SOVI N. O’NA IHiOiZl Pl N..................
dc kilabmcla, murlcde, icsbcclmcsı ickliT edildiği günlerde nasihat edilmesi. Cennetle ınıııdelenmesi. Cehennemle dc korkntıılmasımn gerektiğini kaydeder.
I.shaji diyoı ki: Mm teri ee/aevııule iken, kendisine gııvenildiği /aman, yalnız bulunması ile insaidarla birlikte bulunması arasında hıybır fark şoktur. I:ğer nuırtedin malının /avi olmasından korkulursa, malı Mus-lumanlara vakfedilıı. Kendi malından muıiede ycdirilır, iv'irılir. Yine böy-leee heı ne /aman muiled olup. Iskuna dönmesi isterse, kendisinelesbe etmesi teklif edilir. Zira Peygamber fdlcylııssclâın), dört seya beş kere murted olan Nebhan’a. heı defasında les be etmesini teklil etmişlerdi (724).
I W»/), İmam Malik (ralwm’lıu/lahh\dw risayel ederek şöyle diyor:
Murted olan kimse, her ne /aman rueu edip levbe ederse, ebediyyen tcsbe.si kabul olunur. Miırted olduğu /aman da kendisine levbe etmesi teklif edilir. İmam Şafiî (rahinıchuUuh) se İmam Ahmed (rahimchııl-lah)\x\ görüşleri dc aynıdır. //;// Kasım da bunlara uygun bir goruşu benimsemiştir. İmam Ishak (rahımchullah) ise. murted olana uy kere tevbe etmesi teklif edilir, dördüncü defa iriidad ederse oldurulur diyor. Hanefi bilginleri de. dördüncü defa irtidad elliğinde kendisine lesbe etmesi teklif edilmeden oldurulur diyorlar. Murted olan kuvvetli bir dövülür. Tes besinin içten olduğu_ belli oluncaya kadar hapishanede tutulur.
İhn Munzir Ğ\yoT ki: Âlimlerden hiçbir âlim bilmiyorum ki. ilk defasında murted olan tevbe edip Nâma döndüğünde, terbiye olması için murtede ceza verilmesinin vacip olduğunu söylesin. Ru gonış Malik. Şafiî ve Ebu Hanife (rahimelıuUahıı aleyhim eemain)\x\ görüşleridir.
Bu hüküm, küfrün kendi ikrariyle veyahut adaleli sabit olan iki âdil olanlar hariç. Bunlar Zimmi Peygamber (ulcvlıisselâm)a sövmekle öldürülmez, çunku Zimmidc bulunan şirk daha büyüktür diyorlar. Zimmi öldürülmez, bunların katında, l akat Peygamber (aleyhisselâm)a sos düğü için, ona tc’dib ve ta/ir cezası serilir. Maliki imamlarımı/dan bir kısmı Zimminin oldurıilmesi için şu âyet-ı kerimeyi delil
onlara bu hususları şart koşmak gerekir). Onlar sözleşmcüc kcnancrım tanınmayan hususları istediklerinden anlaşmayı bozmuş olup (kendile rinin öldürülmesi gereken harbiler gibi) hain olurlar. Küfürleri sebebiyi öldürülürler.
Yine onlarla sözleşip eman vermek, Müslümanların mallarını çaldık larmda ellerinin kesilmesi, Müslümanlardan birini öldürdüklerinde öl dürülmesi gibi hususlar her ne kadar, kendi bâtıl dinlerinde helâl ise de onlardan Islâm kanunu müvacehesinde verilecek bu gibi cezaları düşür mezliği gibi, Peygamber (cılcyhisselâm)a sövmelerinden dolayı kendile tine verilecek ölüm eczasını düşürmez. Haklarında verilen ölümcczaş infaz edilir.
Zimminin Peygamber (aleylıisselânı)\ (peygamberi yalanlamak, dini ni inkâr etmek gibi) küfrüne sebeb olan şeyle zikrettiği vakit (öldürül mesi hakkında) Maliki dostlarımızdan öyle açıklamaları vâki olmuştu ki, ihtilafı iktiza eder. Ibn Kasım ve İbn Suhnun’un sözlerine göre, b konuda Zâhirîler üzerine durulur. Ebu Musab, Malik’in Medineliaı babından rivayet ederek bu Zâ/r/rf hakkında ihtilâf olduğunu nakleder
Malikîler, zimminin Peygamber (aleyhisselâm)a sövüp sonra Müslu man olduğu zaman o kimse hakkında verilecek hükümde ihtilâf etıileı Bazıları Müslüman olması ondan, İslâmî kabul etmeden önceki cezası nı düşürür diyorlar. Müslümanın Peygamber f'zz/f^/rme/rî/rda sövüpsonr tevbe etmesi bunun aksinedir. (Biz onu küfren değil, hadden öldün rüz). Çünkü biz kâfirin kalbindeki Peygamber faleyhisselâm)ao\in\>\ı\ zunu ve ona isnad etliği noksanlığı hakkındaki itikadını bilemeyiz. Fakı zimmiden, ölüm hükmünün infazını içindekini açığa vurduğu için ka dırdık. Onun açığa vurduğu hususa biz hiçbir şeyi ziyade olarak ilaı etmedik. Ancak sözleşmelere muhalif hareket ettiği ve sözleşmeyi bo duğu için ona muamele yaptık, ilk dininden donup İslâm’a girdiğivı kit, Islâmdan önceki suçundan dolayı verilecek olan ceza düşer. Allalf Teâlâ bu hususta şöyle buyurmuştur:
“(Ey Rcsûlüm), O küfredenlere de ki: “Eğer peygambere düşma lıklan vazgeçerlerse, geçmişteki günahları bağışlanır. Yok yineküfred Herlerse, evvelki ümmetlerin başına gelen felâket bunlara da muhakkı olacaktır” (726).
Müslümana verilecek hüküm bunun hilâfınadır. Çünkü kalbindel ne karşı olan zannımız zahirine verdiğimiz hüküm gibidir. Duan kem sinde zahir olan hususun hilafmadır. Bunun içindir ki, bu hallerden son tevbe edip İslama rücu etmesini kabul etmeyiz. Kalbinde bıılıınanlaı mutmain değiliz. Çünkü içindeki hususlar bizim zamlımızın hilâfınaı zahür etmiştir. Müslüman hakkında verilen hüküm bakîdir. Onühiçt
Peygamber (sallallahu alevin vesellem)ı: söven /inimi Müslüman olursa, Müslüman olması, öldürülmesi için verilen hükmün ınfa/mı kaldırmaz. Çünkü o, Peygamber (sallallahu aleyhi ve5ellenı)\n hakkıdır. Ona ölüm eezasmın verilmesi, Peygamber (sallallahu aleyhi ve selleın) için şahidin şehadchyle kendisinde sabit olan kimse hakkında verilen hükümdür. Şahidin bir kişi veya âdil olmayan birçok kişinin olmasiyle aleyhindeki şehadelin noksanlığı veya söylediği soz sabit olmuş, fakat sarih olmayıp mânâsının birkaç yöne ihtimali olursa, (Vclid b.Müslim’in Ma-lik’ten rivayet ettiği söze göre), eğer levbe ederse, levbesinin kabülu ile hüküm verilir. Kendisinden ölüm cezası kalkar. Buna durumunun şöhret bulması, aleyhindeki şehadetin kuvveti, zayıflığı, kendisinden bu hususların işitilmesinin çokluğu, din hakkmdaki sözlerinden dolayı itham edilmesi halinin şekli ve kendisine sefeh ve delilikten takılan kolu lakabın derecesine göre hâkim iclihad edip ceza verir. Zincire vurulma ve benzeri cezalarla cezalandırılır.
Cezaya çarptırılanın gücünün yettiği tüm cezalar kendisine tatbik edilir. Ancak kendisini zaruri ihtiyaçlarından, namaz kılmaktan menetmez. Bu ceza, olum cezası verilmesi vacip olan, fakat olum cezasının durdurulması için şer’î mâniler ve şüpheli durumlardan dolayı infazı durdurulan kimsenin cezasıdır. Verilen cezaların şiddetli, hafif olması kendi haline göre değişir. Vclid, Malik Evzai’den rivayet ediyor ki, sarih olmayan sözü irtidaddır. Tevbe ettiği vakit terbiye edilmek için ceza verilir.
Malık'm El-Utbiyyc, Muhanntıed h.el-Mevaz'\n kitabında Eşheb (ra-himehullah)dan rivayet edilerek deniyor ki: Murted tevbe ettiği zaman ona ceza verilmez. Suhnun da aynı görüşü savundu.
Ebu Abdullah b.Aıiab, Peyfiamber (sallallahu aleyhi ve sellemje söven ve sövdüğüne iki şahid bulunan kimse hakkında şöyle fetva vermiştir;
Şahidlerden birinin, âdil olup olmadığı araştırılır. Sövene acı çektirilerek ceza verilir. Uzun mııddei cezaevinde bulundurulür. Ta ki tevbe elliği bilinsin. Bu gibiler hakkında Kâbisîduor ki: Kimin son cezası ölüm olup, meydana çıkan şer’î mânilerden herhangi biri olum hükmünün infazını durdurursa, onun cezaevinden çıkarılması gerekmez. Cezaevinde kalması uzatılır. Hayatının cezaevinde geçmesi bahasına olsa bile cezaevinde tutuklu bırakılır. Gücünün ve takatinin yettiği kadar zincirlere bağlanır (hücreye atılır). Kâbisî, böyle olan kimse hakkında der ki:
Ölüm cezasının infazı, herhangi bir şer’î mâni ile geri kalan kimse, cezaevinde zincirlere vurulur, hücreye atılır. Ta ki son"Mda kendisine latbik edilmesi vacib olan ölüm cezası tahakkuk edinceye dek. Benzeri soru gibi, başka bir mesele lıakkında, Kâbisî, der ki: Ölüm cezalan ancak açık vc sarih olan işlerden dolayı verilir. Terbiye etmek için döv-
tours cappadocia yazdı ve sundu..

No hay comentarios:

Publicar un comentario